Yılmaz, Hasan Ramazan

Yükleniyor...
Profil fotoğrafı
E-posta Adresi ORCID Profili YÖK Araştırmacı Profili Google Akademik Profili TR-Dizin Profili SOBİAD Profili Web Sitesi

Araştırma projeleri

Organizasyon Birimleri

Organizasyon Birimi
İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Fakültesi
Bütünleşik bir program yapısı ile iletişim alanının bütün alt disiplinlerini kapsayacak şekilde yapılanmıştır. Bölüm, İletişimin iki farklı alanı olan medya ve pazarlama iletişimi uzmanlıkları ile ilgili eğitim programları sunmaktadır.

Adı Soyadı

Hasan Ramazan Yılmaz

İlgi Alanları

Sinema

Kurumdaki Durumu

Aktif Personel

Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 1 / 1
  • Yayın
    Semih Kaplanoğlu sinemasında görüntü yönetimi ve görsel dilin araladığı anlam katmanları
    (Hakan Aydın, 2023) Yılmaz, Hasan Ramazan; İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Fakültesi
    Düşünsel ve estetik yapıları itibariyle değerli bulunan filmler incelendiğinde görüntü yönetiminin özel bir yere sahip olduğu görülmektedir. Film sanatının önemli bileşenlerinden olan sinematografi farklı düşünsel ve estetik yaklaşımlara dayanan filmlerin birbirlerinden ayrıştıkları ve kendi özgün tarzlarını oluşturdukları noktalardan biridir. Görüntü yönetimiyle özgün bir tarz oluşturmayı başaran yönetmenlerden biri de Semih Kaplanoğlu’dur. Kaplanoğlu’nun insanı bu dünyadaki bağlarından koparmadan, manevi tecrübeleriyle kadraja aldığı görüntüye hikâyeden bağımsızlaşan otonom bir yapı kazandırmakta oldukları görülmektedir. Bu çalışma, Kaplanoğlu sinemasında sinematografik uygulamaların nasıl bir üslup oluşturduğunu ve görüntü yönetiminin filmlerde kurulan düşünsel ve manevi yapının oluşumundaki rolünü tespit etmektedir. Yumurta, Süt, Bal ve Buğday filmlerinde beliren temel anlam ve değerler bağlamında seçilen sahne ve sekanslara ait çekimler kare kare analiz yöntemiyle çözümlenmektedir. Yumurta’da kompozisyonları kadraj dışına açıp, kadrajdaki negatif alanı kadraj dışındaki ruhsal alana bağlayan, Süt’te karakterin ruhsal durumunu kompozisyonun iki ucu arasındaki sınırı geçip geçmeme yönündeki tercihte saklayan, Bal’da düşük ışıklı kompozisyonlarda karakterin ruhsal gerilimini ortaya koyan Kaplanoğlu, Buğday’da ise manevi olanı renklerden arındırılmış bir hayal düzleminde suretlendirmektedir.