Babacan, Mehmet Emin

Yükleniyor...
Profil fotoğrafı
E-posta Adresi ORCID Profili WoS Profili YÖK Araştırmacı Profili Google Akademik Profili TR-Dizin Profili

Araştırma projeleri

Organizasyon Birimleri

Organizasyon Birimi
İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Fakültesi
Bütünleşik bir program yapısı ile iletişim alanının bütün alt disiplinlerini kapsayacak şekilde yapılanmıştır. Bölüm, İletişimin iki farklı alanı olan medya ve pazarlama iletişimi uzmanlıkları ile ilgili eğitim programları sunmaktadır.

Adı Soyadı

Mehmet Emin Babacan

İlgi Alanları

Dijital Kültür, Siyasal İletişim, İletişim Sosyolojisi, Teknoloji, Sosyal Medya, Yeni Medya, Toplumsal Hareketler

Kurumdaki Durumu

Pasif Personel

Arama Sonuçları

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Yayın
    Technology and human condition after COVID-19
    (Türkiye Bilimler Akademisi, 2020) Babacan, Mehmet Emin; Şeker, Muzaffer; Özer, Ali; Korkut, Cem; İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Fakültesi
    In the modern period, the bidirectional relationship between machine and human self can roughly be understood by dividing it into three periods. The first phase of these three periods corresponds to the process that started after the Enlightenment and came to a head as the Industrial Revolution. The second stage of the process was experienced at the 20th century, when modern urban life has been established, nation states emerged and determined political systems, and capitalism was cherished as the end of history. The last stage of this period includes technology such as artificial intelligence, genetics, robotics, bioengineering, and that is related to the existential situation of people, which has changed and will continue to change the character of everything once again through internet technology, in particular...
  • Yayın
    Tüketim kültürü bağlamında Türkiye’deki muhafazakâr moda dergileri ve muhafazakâr moda dergilerinin seküler moda dergileriyle karşılaştırılması Aysha ve Elle Dergileri örneği
    (İlmi Etüdler Derneği, 2019) Babacan, Mehmet Emin; Babacan, Mehmet Emin; Babacan, Mehmet Emin; Kaymak, Aydın; İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Fakültesi; İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Fakültesi
    Farklı disiplinler tarafından farklı şekillerde ele alınan muhafazakâr moda dergileri, Türkiye’de tarihî süreçte yaşanan sosyal, siyasal ve ekonomik değişimlerin açık bir şekilde izlenebileceği bir mecra olarak önem taşımaktadır. Bu bağlamda muhafazakâr moda dergilerini, tüketim kültürü çerçevesinde ele almak çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Ayrıca tüketim kültürü açısından muhafazakâr moda dergilerinin seküler moda dergileriyle olan benzerlik ve farklılıklarını ortaya koymak bu çalışmanın diğer bir amacını oluşturmaktadır. Bu sebeple Aysha ve Elle dergileri örneklem olarak seçilmiştir. İlgili dergilerin 2016 yılında yayımlanan sayıları, kapsadıkları tüketim iletileri doğrultusunda ele alınmıştır. Dergiler, metinlerde yer alan tüketim iletilerinin deşifre edilmesi amacıyla nicel içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmada: “Tüketim iletileri içeren yazıların toplam yazı türüne oranı nedir?”, “Tüketim iletileri içeren yazıların konu dağılımı nedir?”, “Tüketim iletileri dergilerde ne oranda yer almaktadır?”, “Aysha dergisinin Elle dergisiyle benzerlik ve farklılıkları nelerdir?” şeklindeki sorulara yanıt aranmaktadır. Çalışmada, Aysha dergisinde tüketim iletileri içeren yazıların toplam yazı türüne oranının %70 olduğu, tüketim iletileri içeren yazıların konularının genellikle ürün, mekân tanıtımı ve moda olduğu, dergide yoğun şekilde tüketim iletilerinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca tüketim kültürü bağlamında Aysha dergisinin, temel birtakım farklar dışında Elle adlı moda dergisinden çok fazla farklı olmadığı bulgulanmıştır.
  • Yayın
    Modern dönem Türkiye toplumunda asabiyet ve sosyal sermaye ilişkisi
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2019) Babacan, Mehmet Emin; Yılmaz, İsa; Babacan, Mehmet Emin; Babacan, Mehmet Emin; İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Fakültesi; İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Fakültesi
    Türkiye’nin modernleşme serüveni iki yüzyılı aşıyor olsa da değerler, kurumlar ve pratikler düşünüldüğünde toplumsal hayat hâlâ geleneksel kalıpları bir şekilde ayakta tutmaktadır. Bu çalışma Türkiye’nin toplumsal yapısına dair bu durumun İbn Haldun’un önemli kavramlarından biri olan ‘asabiyet teorisi’ ve Fukuyama, Coleman, Putnam ve Bourdieu gibi isimlerin sosyal bilimler alanında sıkça dile getirdiği kavramlarından biri olan ‘sosyal sermaye’ üzerinden değerlendirilebileceğini iddia eder. Modern hayat tarzı toplum içindeki bireyi atomize ederek yalnızlaştırırken sosyal sermaye bireyler arası dayanışma ve iş birliğini yeniden kazanmanın yeni bir formu olarak ortaya çıkmıştır. Benzer şekilde, asabiyet toplum merkezli bir sosyal atmosferin devamlılığını sağlamaktadır.
  • Yayın
    Modern dönem Türkiye toplumunda asabiyet ve sosyal sermaye ilişkisi
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2019) Babacan, Mehmet Emin; Yılmaz, İsa; Babacan, Mehmet Emin; İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Fakültesi
    Türkiye’nin modernleşme serüveni iki yüzyılı aşıyor olsa da toplumsal hayat, geliştirilen kurumlar ve bireysel davranış kalıpları Türkiye’nin hâlâ geleneksel toplum birikimini önemli ölçüde muhafaza ettiğini göstermektedir. Bu sebeple, modernleşmenin getirdiği sosyoekonomik ve kültürel değişme geleneksel birikimin kaybolmasından ziyade her ikisinin bir arada pratik bulabildiği bir toplumsal formasyon ortaya çıkarmıştır. Bu çalışma, Türkiye’de bireysel ve toplumsal düzeyde modern sorunların algılanması, değerlendirilmesi ve çözüm arayışını İbn Haldun’un önemli kavramlarından biri olan ‘asabiyet düşüncesi’ ile günümüzde sosyal bilimlerin birçok disiplininin paydaş kavramlarından biri olan ‘sosyal sermaye’ kavramı üzerinden yeniden değerlendirmeyi hedeflemektedir. İbn Haldun tarafından öne sürülen asabiyet teorisi daha çok badiyede (şehir merkezleri dışında) yaşayan ve aralarında kan bağı olan insan gruplarının kendi aralarında ortaya çıkan güç ve enerji birlikteliği olarak tanımlanabilir. Fakat bununla birlikte İbn Haldûn’a göre grup üyelerinin sayısı arttıkça aradaki kan bağı esas unsur olmaktan çıkarak, daha çok vehmî bir inanca dönüşür. “Velâyet” (velâ) ve “ittifak” (hilf) da bu anlamda asabiyeti doğuran temel ilişkilerdendir. Velâ ya da hilf bağı ile ilişkili insan ve insan grupları arasındaki asabiyetin göstergesi de kan bağından kaynaklanan asabiyette olduğu gibi, grup üyelerinin zulme uğraması veya aşağılanması durumunda, yakın akrabaya karşı duyulan hissiyatın ve refleksin benzeri bir üzülme ve zillet duygusunun insan ruhunda oluşmasıdır. Sosyal bilimler literatüründe daha çok Fukuyama, Putnam, Coleman ve Bourdieu gibi isimlerin kullandığı bir kavram olan sosyal sermaye ise modern toplumlarda modernitenin getirdiği yabancılaşma, yalnızlaşma ve atomize olma süreci yaşayan bireyin, insan ve insan gruplarına dâhil olması ve sosyal ilişkilerdeki gücünü artırması şeklinde özetlenebilir. Bu durumda Türkiye’de toplum karakteristiğinin özellikle savaş, doğal afetler, mülteciler gibi konularda gösterdiği refleksleri ile önemli bir asabiyet bilincine ve birikimine sahip olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra özellikle son çeyrek yüzyılda kalkınma, ilerleme ve teknolojik gelişme gibi süreçleri hızla yaşayan bir toplum olarak bireyin geleneksel ilişkilerden koparak bireyselleşmesi, atomize olması ve bu nedenle güçlü sosyal sermaye ilişkilerine ihtiyaç duyması ile de modern toplum özelliği göstermektedir. Modern dönemde kan bağına dayanmayan bir yapı olarak toplumun, geniş toplumsal grupları bir arada tutacak bir sosyal güce, uyum (cohesion) ve ilişkilere ihtiyacı söz konusu olmuştur. Özellikle Türkiye gibi Müslüman toplumlarda modernitenin toplumsal normları ve değerleri erozyona uğratma tehdidi, bireyi atomize ederek, yalnızlaştırması vb. unsurlara karşı bir taraftan geleneksel asabiyet bağları ile bir koruma sağlanmaktadır. Diğer yandan gerek bireyin varoluşsal ihtiyaçları gerekse gündelik hayat pratiklerini kolaylaştıracak ve sosyal sermaye unsuru sayılabilecek insan grupları ve toplulukları (sivil toplum kuruluşları, spor organizasyonları, sosyal medya platformları vb.) ile mekanizmalar oluşmaktadır. Bu çalışma, toplumsal ilişkileri açıklamada istifade edilen bu iki kavram doğrultusunda günümüz Türkiye’sinde geleneksel ilişkileri koruyan tarafıyla asabiyet ilişkileri, modern döneme geçişin getirdiği olumsuzlukları aşma çabası olarak da sosyal sermaye ilişkilerinin karşılaştırmalı bir analizini yapmayı amaçlamaktadır. Bu anlamda Türkiye’nin toplumsal dönüşümünde sosyal sermaye yoluyla asabiyet bağlarını ne ölçüde koruyup geliştirebildiğini ve böylece ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye ne derece katkı sağlayabileceğini eleştirel bir yolla araştırmayı hedeflemektedir.
  • Yayın
    İnsanlığın hafızasına ne oldu?
    (İbn Haldun Üniversitesi, 2017) Babacan, Mehmet Emin; Babacan, Mehmet Emin; İletişim Fakültesi, Yeni Medya ve İletişim Fakültesi
    Okuduğum bir haberde Suriye iç savaşına dair insanların kendi imkânlarıyla amatör olarak çektiği birçok video içeriğinin Youtube tarafından şiddet içeriği taşıdığı gerekçesiyle kaldırıldığını yazıyordu. Haber dili açısından son derece normal ve sıradan sayılabilecek bir spot cümle olarak okunabilirdi. Fakat haber değeri açısından böyle bakılabilir miydi? Evet, sosyal medya araçlarında eklemek-çıkarmak, olmak-olmamak, bulunmak-yok olmak, o kadar kolay şeyler ki…