Demirel, Serdar
Yükleniyor...
Araştırma projeleri
Organizasyon Birimleri
İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü
Köklü bir geçmişe sahip olan İslami İlimler, güçlü bir gelenek oluşturmuştur. Bu gelenek içerisinde, akıl ile vahiy, fizik ile metafizik arasında uyum sağlanmıştır. Ne var ki modern dönemde bu uyum bozulduğu için daha önce var olmayan dinî , hukukî, itikadî, sosyal, psikolojik vb. pek çok problemle karşılaşılmıştır. Bu problemlere çözüm üretilmesi, din ile dünya arasındaki uyum ve yakınlaşmanın yeniden tesisini gerektirmektedir. Bu da İslami ilimlerde nitelikli çalışmalar yapmakla mümkündür.
Adı Soyadı
Serdar Demirel
İlgi Alanları
Hadis, Hadis İlimleri, İslam Düşüncesi, Çağdaş İslami Meseleler
Kurumdaki Durumu
Aktif Personel
12 sonuçlar
Arama Sonuçları
Listeleniyor 1 - 10 / 12
Yayın The rational and epistemological foundations of ḥadīth criticism: Comparing the traditional method of ḥadīth criticism and the epistemology of testimony(İbn Haldun Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Safi, Mohammed Tayssir; Demirel, Serdar; Demirel, SerdarThe field of ḥadīth studies constitutes the largest and most robust library ever focused on the transmission and epistemic evaluation of statements (akhbār). The traditional critical method (manhaj al-naqd) of ḥadīth scholars has been used historically and continues to be used to this day to manage, evaluate, and verify the attribution of statements to their sources. Despite the extensiveness of the field and the continued efficacy of the method, there has been little to no work done to investigate the traditional method as an epistemic system. This dissertation aims to fill that lacuna by investigating the rational and epistemological foundations of the traditional method of ḥadīth scholars. This will be achieved by identifying the central axioms and rules (mabādiʾ wa qawāʿid) upon which the manhaj al-naqd rests. Furthermore, the traditional method of ḥadīth scholars, as well as the broader Islamic epistemic system in which it operates, will be compared and contrasted with the contemporary anglophone study of the epistemology of testimony. Bringing these two traditions together will help uncover the truly epistemic nature of the manhaj al-naqd. It will also help highlight how one might give a justificatory account of its mabādiʾ and qawāʿid. The aim of this analysis and synthesis is to represent the manhaj al-naqd in contemporary philosophical terms so that it can be better understood for what it is: an epistemic apparatus (āla maʿrifiyya) that is grounded in sound rational principles. The re-articulation of the traditional method in contemporary philosophical language will allow for a more fruitful evaluation of the manhaj al-naqd on epistemic grounds. Furthermore, this epistemic analysis will be useful for future studies comparing the traditional method to competing alternatives.Yayın Modern criticism of the sahabah: An appraisal(International Islamic University Malaysia, 2017) Demirel, Serdar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüThe relationship between the sahabah and Our'an and stunnah is crucial in terms of the reliability of the texts because its narrations are closely linked to the reliability of the narrators and the sahabah in general. Muslims can reach the sacred texts only through the sahabah: there is no other material means. The issue o f the sahabah is not merely a storv of some people who lived during a certain period of time. Thev are not objects of history or the Science of narration. The issue of the sahabah is very sensitive becaııse their position plays an important role not as individual biographies, but becasue of the role thev played in transmitting of the ahadith of the Prophet. This study analyzes the sensitivity of this issue and the disputes on the sahabah in terms of theorv and practice from their historical and modern critical perspectives.Yayın İslâm’da Beraber Yaşama Modelleri(İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Demirel, Serdar; Demirel, Serdar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüBugün Müslümanlar Doğu’nun en doğusundan Batı’nın en batısına kadar bütün dünya coğrafyalarına dağılmış bir vaziyette yaşamaktalar. Kimi ülkelerde çoğunlukta kimi ülkelerde de azınlıkta bulunmaktalar. Doğal olarak Hz. Muhammed (sas)’in uygulamış olduğu modellerden herhangi birisini olduğu gibi bir coğrayfaya tatbik etmek pek mümkün gözükmemektedir. Bu elzem de değildir zaten. Zira bugünün toplum ve devlet modelleri Hz. Peygamber dönemi toplum ve devlet modellerinden fazlasıyla farklılık arzetmektedir. İslâm’ın toplum hayatına dair fıkhı ise dinamik bir yapıya sahiptir. Değişen toplumsal koşulları dinî sâbiteler perspektifinden yorumlamakta, Müslümanca kalmayı ve Müslümanca yaşamayı birey ve toplumsal düzeyde muhafaza etmek için gerekli esnekliği gösterebilmektedir. İslâm Peygamberi’nin uygulamaları ışığıda her ferdin içinde bulunduğu toplumsal koşullara uygun olacak bir modeli olabilir. Hz. Peygamber’in siretinde gördüğümüz beraber yaşama modelleri geliştirilmeye açıktır. Bu modellerin dinamik ve doğurgan karekterinden yola çıkarak ara modeller geliştirilebilir. Herhangi bir toplumun kendi siyasi, ictimaî hakikatinden yola çıkarak lokal ve küresel dengeleri de gözününde bulundurarak geliştireceği model, ictihadî olacağından gayet tabii ki mutlaklaştırılamaz ve tek İslâmî model diye de savunulamaz. Tebliğimiz bu konuyu analiz etmiş bulunmaktadır.Yayın Düalist zındıklar ve hadis(İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2022) Demirel, Serdar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüZındık kavramı İslâm öncesinde Mezepotamya’da kullanılan dinî içerikli bir kavramdı. Maniehizm ve Mecûsîliğin kıyasıya mücadele ettiği bir dönemde Mecûsî din adamları tarafından Mahineistler için kullanılmıştır. Ancak kavramın anlamı tarih sürecinde yaşadığı serüvenlere paralel olarak genişlemiştir. Kavrama yeni anlamlar yüklense de değişmeyen bir anlamı da hep olmuştur. Bu anlam da müesses dinlerin merkezî kriterlerine karşı sarsıcı düalist önermeler teklif eden kişiler, hareketler ve bunların bu içerikteki faaliyetleridir. Bu yüzden zındıklık kavramı ona aşina halkların zihninde hep kirli ve tehlikeli bir anlam dünyasını ve faaliyet alanını ifade etmiştir...Yayın Mustafa el-A‘zamî’nin hadis ilmine katkıları bağlamında; “studies in hadith methodology and literature” kitabı’nın tanıtımı ve tahlili(İbn Haldun Üniversitesi, 2018) Demirel, Serdar; Demirel, Serdar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüBu çalışmada, Muhammed Mustafa el-A‘zamî’nin kaleme aldığı “Studies in Hadith Methodology and Literature” isimli kitabını, müellifin hadis ilmine katkıları bağlamında inceledik. Kitap, hadis metodolojisi ve hadis literatürü diye iki ana kısımdan oluşmaktadır. Her kısım birçok başlık altında elA‘zamî’nin hadis usûlü sahasında derin müktesebatını yansıtmaktadır. Hadis usûlü sahasında İngilizce yazılmış yeteri kadar eser bulunmadığı bilinmektedir. Yazılmış olanlar ise ihtiyaçlara kısmen cevap verebilmektedir. Bu sebeple kitap varolan bir boşluğu doldurmayı hedeflemektedir. El-A‘zamî’nin bu çalışmasında hedef kitlesi İngilizce konuşup yazabilen, bu dille yazılmış eserleri okuyabilen ve fakat modern eğitimin ve çağının ürettiği kültürün etkisi altında kalmış, bu kültürün kodlarıyla hadisleri sorgulayan yahut hadisleri bağlamı içerisinde anlamakta zorluk çeken Müslüman kesimlerdir. Bunu kitabın bütününde, sorup cevapladığı sorularda ve hadis usûlünün kadîm yöntemlerini modern yöntemlerle mukayese etmesinde görmek mümkündür. Dolayısıyla kitabın hedef kitlesinin geniş bir kesim olduğu açıktır. Kitap akıcı bir usûpla yazılmış, özet ama her sayfası değerli bilgiler içermektedir.Yayın Buhârî’de ehl-i bid’at râviler bağlamında: Râfizî Abbâd b. Yakub sorunsalı(İbn Haldun Üniversitesi, 2019) Demirel, Serdar; Demirel, Serdar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümüİmam Buhârî’nin “Câmi?u’l-müsnedü’?-?a?î?u’l-mu?tasar min umûri Resûlillâh ?allall?hü ?aleyhi ve sellem ve sünenihî ve eyyâmih”isimli eseri Ehl-i Sünnet hadis kaynakları arasında en sahih kaynak kabul edilmektedir. Müellif, râvi seçiminde çok titiz davranmıştır. Bu titizliğine rağmen Sahih’te tenkit edilmiş râviler de mevcuttur. Zabt yönüyle tenkide tabi tutulanlar olduğu gibi adâlet yönüyle de tenkide tabi tutulanlar olmuştur. Adâlet kapsamında tenkit edilen râviler arasında Mutezile, Hâricî, Mürcie ve Şîa gibi bid’at fırkalara müntesip olanların varlığı bilinmektedir. Bu sebeple de tarih süreci içinde ilmî tenkitlere maruz kalmıştır. Bu çalışma râfizîlikle itham edilmiş Abbâd b. Yakub el-Esedî’yi ele almaktadır. Şiî bir râvinin Sahih’te yer almasının Buhârî’nin âdil râvi şartına uygun olup olmadığı incelenmiştir.Yayın Psikotarih yöntemi ve tarihi kahramanlar üzerine düşünmek(Sakarya Üniversitesi, 2018) Demirel, Serdar; Kaplan, Hasan; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüAntik bir bilim olan tarihle ahir zaman bilimi olan psikolojinin yolları nerde, ne zaman ve nasıl kesişti? Psikotarih ve psikobiyografiyi tarihsel gelişimi, konuları ve içerdiği tartışmalar açısından ele alan bu bildiri, Batı’dan Lenardo da Vinci, Doğu’dan Hz. İbrahim ve “Haniflik” örneği üzerinden hareketle, belirsizlikler içeren bazı tarihi olaylara psikolojik kuramlar ve araştırmalar ışığında bakıldığında çözümlenebildiğini ileri sürmektedir. Tarihçiler bireyleri, grupları, yazılı dökümanları ve sözel aktarılan haberleri ele alırken ve olayları açıklarken geleneksel olarak objektif siyasi, ekonomik, askeri ve sosyal faktörleri dikkate alırlar. Psikotarih yöntemi bu geleneksel anlayıs?a yeni bir perspektif kazandırmaktadır. İnsan davranışını harekete geçiren saiklerle (motivasyon) ilgilenen psikotarih geçmişi incelerken, gözden kaçan, ihmal edilmiş? veya bilinçli olarak görmezlikten gelinmiş? problem ve konulara, özellikle insanı ve insan gruplarını motive eden unsurlara yoğunlaşır. Kısaca, insanın ruhsal ekolojisi ve bununla ilintili olarak toplumsal ve kültürel paradigmanın değişimine ve dönüşümüne ilişkin çok sayıda anlamlı eserin ortaya çıkmasına vesile olan psikotarih yöntemi, tarih bilimine farklı bir felsefi anlam yükleyerek geçmişin dinamiklerine yönelik anlayışımızı zenginleştirmektedir.Yayın Consultation (istishārah) in prophet Muhammad’s administration and guidance for solving today’s problems(Universiti Brunei Darussalam, 2019) Demirel, Serdar; Demirel, Serdar; Demirel, Serdar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüThe 21st century began with major crises for the Muslim World. The invasion of Iraq and Afghanistan, the Arab Spring and its following events led to the death and immigration of millions of individuals, as well as major demographic shifts within the countries involved. Very few Muslim countries have stability, while most of them are in search of it. There are many internal and external reasons for that lack of stability. One of the internal reasons is the lack of the implementation of laws of consultation which are prioritized by Islam in state administration. This means that only a small clique decides on behalf of the country and the will of the people does not play a role in guiding the administration of the state. This paper analyses the relationship between Islam and consultation, the need for consultation in the postmodern world, the importance the Prophet Muhammadصلى الله عليه وسلم gave to consultation and the ruling of consultation in state administration and offers suggestions concerning one of the main issues faced by the Muslim world by following the Prophetic path.Yayın Hz. Peygamber ve tabiat(İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2023) Demirel, Serdar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüTasavvur sözlükte göz önüne getirme, hayal etme, zihinde canlandırma, tasarım ve düşünce mânalarına gelir. Bu meyanda tasavvur somut ya da soyut varlıklara ait bir şeyin zihindeki tasarımı ve kavramıdır. Bir şeyi zihinde canlandırmak ve tasarlamak anlamındaki tasavvur herhangi bir varlık hakkında bilgi edinme sürecinde ilk aşamayı oluşturur. Bu anlamıyla tasavvura mefhum da denir.1 Bu çalışmada bizim Müslüman tabiat tasavvurundan kastımız Kur’ân ve Sünnetle vârit olan tabiata dair naslann Müslüman zihninde oluşturduğu mefhumdur. Medeniyetlerin tabiat tasavvurları arasında müşterek noktalar olmakla beraber önemli farklılıklar da bulunmaktadır. Çünkü bir medeniyet tasavvuru; onu ortaya çıkartan dinî, kültürel, tarihsel, coğrafî ve sosyal koşulların zemininde şekillenir. Her medeniyet kendine has varlık nazariyesine (ontoloji) ve bilgi felsefesine (epistemoloji) sahiptir. Bu sebeple de insana ve varlık âlemine dair önermeleri çeşitlenir…Yayın Consultation (Istish?ra) in Madinah state administration(Universiti Brunei Darussalam, 2019) Demirel, Serdar; Demirel, Serdar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüMuslim countries face structural problems in the current world. Examples of this include a lack of the establishment of justice, a lack of transparency in administrations, a lack of holding administrators accountable, and the absence of prioritizing the rule of law. Another example is the inability of Muslim countries to make the Islamic tradition of, istish?ra, into an institution. Not giving istish?ra its proper due by including knowledgeable and experienced individuals from education to local administration, internal and international politics, stands in the way of our finding permanent solutions. Because professionals’ opinions do not have enough of a place in the decision-making mechanism, it leaves the country’s fate to the preferences of a narrow clique within the government or a certain group that has taken over governmental authority. In turn, this causes deep political, economic, and social problems. This study analyzes the relationship between Islam and consultation, the need for consultation in the postmodern world, the importance that the Prophet (saw) gave to the mechanism of istish?ra as well as his application of it.