İslami İlimler Fakültesi Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Yayın İşkaliyyetü'l-cem'i ve't-tefrik fi kütübi ma'rifeti's-sahabe(İstanbul Üniversitesi, 2023) Elbekri, Hamza; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüHadis ravilerinin aynı isimleri taşıyıp bunların birbirleriyle karıştırılması problemi, hadis rical ilminde tasnifin başlangıcıyla birlikte erken dönemde ortaya çıkmıştır. Öyle ki bazı isnat zincirlerinde hem kendi isimlerinin hem de babalarının isimlerinin veya isimleriyle birlikte nispet ve künye gibi hususların aynı olduğu raviler bulunmaktadır. Bu ravilerin tek bir kişi mi (cem’) veya farklı kişiler mi olduğunun (tefrik) tespitinin nasıl olacağı sorusu hadisçilerin zihinlerini kurcalamaya başlamıştır. Bu sorun hadisçilerin zihinlerini öylesine meşgul etmiştir ki kendileri bu problemin çözümü için hadis ilminde yeni bir disiplin oluşturmuşlardır. Müttefik ve müfterik diye adlandırdıkları bu disiplinde birçok eser kaleme almışlardır. Bu disiplinle bağlantılı olan alanlardan birisi de sahabe literatürüdür. Diğer rical kitaplarında olduğu gibi bahsedilen problem burada da gündeme gelmiştir. Bu çalışma özellikle sahabe bilgisine dair (marifetü’s-sahâbe) eserlerdeki cem ve tefrik problemine mercek tutarak yazarların bu meseleden ne ölçüde haberdar olduklarını ve söz konusu meseleyi uygulamalı ve teorik olarak çözmeye ne kadar ilgi duyduklarını ele alacaktır. Ayrıca bu alanda eser veren yazarların sert veya yumuşak tutumlu yaklaşımlarını anlamlandırmak ve bu meseleyi çözmedeki metotlarını değerlendirmek de araştırmanın inceleyeceği bir diğer husustur. Yapılacak olan değerlendirme İbn Mende ve Ebû Nuaym’la başlayıp İbn Abdilber’le devam edecek, İbnü’l-Esîr ve İbn Hacer’le de son bulacaktır. Araştırmanın amacı, mezkûr problemin tarihini ve sahabe literatürü kitaplarındaki gelişimini göstermek, sahabe literatürü yazarlarının o konudaki yaklaşımlarını belirlemek ve bu problemi çözmedeki yöntemlerini değerlendirmektir. Buna binaen söz konusu problemin çözümünde izlenmesi gereken yöntemin sistemleştirilmesine dair bazı önemli teklifler sunulacaktır.Yayın The implementation of Maqashid Sharia: Heterogeneity of scholars' fatwas towards Islamic banking contracts(University of Muhammadiyah Malang, 2024) Arfan, Abbas; Arfan, Iklil Athroz; Alkoli, Abdulrahman; Ramadhita, Ramadhita; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüThis study aims to analyze the differences in fatwas among scholars in the Middle East and South East Asia (Indonesia and Malaysia) towards various Islamic Banking Contracts products and assess the implementation of maqâshid al-sharia within the variety of fatwas mentioned. This study employed a qualitative approach and fatwas from the Middle East and South East Asia as the primary data, while the secondary data were obtained from books on Muaamalah Fiqh and Islamic Banking. The data were garnered based on a literature review with a content analysis technique. The descriptive-inductive method with a reflective way of thinking is used for data exposure, leading to the following findings: 1) There are differences in fatwas towards three Islamic Banking contracts: a) The determination of the deposit contract in the Middle East is stipulated in a qardh contract in a non-investment account; meanwhile, in South East Asia it is stipulated in a wadiah contract; b) in terms of Murâbahah contract, some of the Middle East scholars forbid it, while, some of South East Asian scholars and few scholars from Middle East allow it, and; c) in terms of the al-Ijarah al-muntahiyyah bi al-tamlik, most of Middle East Scholars forbid it, but South East Asian scholars allow it; 2) The implementation of maqâshid sharia within differences of fatwas among scholars has been appropriately implemented in accordance with Islamic law specified under contracts in Islamic banking products in Muslim countries.Yayın İslamofobi’nin arka planı: Antisemitizm(SET Vakfı İktisadi İşletmesi, 2023) Avcı, Betül; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümüİsrail'in Filistin'e karşı 7 Ekim 2023 tarihiyle başlayan soykırımıyla ilgili olarak Avrupa ülkelerinin, çoğunlukla İsrail'in Filistin topraklarındaki onlarca yıldır devam edegelen işgal ve zulmü görmezden gelerek, İsrail'i koşulsuz desteklediklerini görmekteyiz. Ekim 2023 sonu Bern Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen "Müslüman Hristiyan ilişkilerinin geçmişi ve bugünü" temalı bir sempozyumda bulundum. Çoğunluğu kıdemli Hristiyan akademisyenlerden oluşan ve Müslümanların da bulunduğu sempozyumda, Kitab-ı Mukaddes profesörü olan Fakülte dekanı Prof. Dr. Rainer Hirsch-Luipold çok kısa bir selamlama konuşması yaptı. Bu üç dakikalık konuşma, aslında Ortadoğu ve Avrupa'daki yüzlerce yıllık Yahudi, Hristiyan ve Müslüman ilişkilerinin tarihçesinin bir özetiydi, zira Holokost'taki zulme vurgu yapan Hirsch-Luipold konuşmasını şu cümle ile bitirdi: "Bugün HAMAS'ın yaptıklarının gölgesinde, Müslümanlarla nasıl diyalog kurabiliriz?"...Yayın 19th and 20th-century Islamic scholars’ approaches to miracles(İbn Haldun Üniversitesi, 2024) Sarıkaya, Abdüssamet; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüThe Islamic modernists, led by Abduh, Afghani, Rashid Reza, and Sayyid Ahmad Khan, attempted to establish a direct parallel between the values produced by the Enlightenment and Islamic beliefs as an expression of a sense of oppression against the West. Their modernist stance profoundly affected Qurʾānic interpretation in the new age, and serious ruptures were experienced in issues such as “the dominance of revelation over reason”, “the use of early narrations as a source of interpretation”, and “preserving the issues related to the realm unseen”, which have been emphasized by the classical Islamic scholarly tradition. The miraculous parables have also had their share of these efforts at change. In a manner very similar to the conception of “natural religion” that flourished with the Enlightenment, the possibility of miracles has come up for discussion. In this context, they followed modern scientific developments and needed to explain the miracles within this framework.Yayın Determining Taftāzānī’s madhhab: Insights after the decline paradigm(İstanbul Üniversitesi Yayınevi, 2023) Chizari, Navid; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüModern scholarship has largely rejected the decline paradigm, allowing for the evaluation of the Islamic intellectual tradition on its own terms. Rather than viewing the commentary tradition as a sign of decline, scholars have sought to understand the different literary genres and their functions. However, a gap has emerged between the insights gained from works published in Anglo-Saxon languages and those published in Arabic and Turkish. This paper presents insights from recent works published in the Muslim World on the commentary tradition, focusing on the concept of taqrīr and how it helps to solve an issue regarding the debate surrounding Saʿd al-Dīn al-Taftāzānī’s madhhab in fiqh and kalām. The conclusion of the investigation argues that al-Taftāzānī should be considered an Ashʿarī in kalām and Shāfiʿī in fiqh based on a careful reading of his works in the context of the commentary tradition.Yayın Hz. Peygamber ve tabiat(İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2023) Demirel, Serdar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüTasavvur sözlükte göz önüne getirme, hayal etme, zihinde canlandırma, tasarım ve düşünce mânalarına gelir. Bu meyanda tasavvur somut ya da soyut varlıklara ait bir şeyin zihindeki tasarımı ve kavramıdır. Bir şeyi zihinde canlandırmak ve tasarlamak anlamındaki tasavvur herhangi bir varlık hakkında bilgi edinme sürecinde ilk aşamayı oluşturur. Bu anlamıyla tasavvura mefhum da denir.1 Bu çalışmada bizim Müslüman tabiat tasavvurundan kastımız Kur’ân ve Sünnetle vârit olan tabiata dair naslann Müslüman zihninde oluşturduğu mefhumdur. Medeniyetlerin tabiat tasavvurları arasında müşterek noktalar olmakla beraber önemli farklılıklar da bulunmaktadır. Çünkü bir medeniyet tasavvuru; onu ortaya çıkartan dinî, kültürel, tarihsel, coğrafî ve sosyal koşulların zemininde şekillenir. Her medeniyet kendine has varlık nazariyesine (ontoloji) ve bilgi felsefesine (epistemoloji) sahiptir. Bu sebeple de insana ve varlık âlemine dair önermeleri çeşitlenir…Yayın [Book Review]: "Şia’nın hadis anlayışı üzerine incelemeler"(Ali Sever, 2021) İplik, Abdullah Mahmut; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüDeğerlendirme yazımda Şii hadis anlayışına dair farklı konuları ele alan altı makalenin her birine ayrı ayrı temas edilmiştir. Çünkü her makalenin alanında söz sahibi akademisyenler tarafından yazılmış olması değerlendirmenin bütünsel yaklaşımı açısından bunu gerekli kılmaktadır. Kitap incelemesi boyunca makalelerin özetlerine ve değerlendirmelerine yer verildikten sonra genel bir kritik ile metin sonlandırılmıştır…Yayın eş-Şi'ru 'alâ lisani'n-nebi (s.a.v.) dirase fi işkaliyyeti 'ademi istikra'i-rivayâti ve nakdihâ fi tasavvuri'l-vakai'l-hadise(Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 2021) Elbekri, Hamza; Elbekri, Hamza; Al-Bakri, Hamzeh; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümüاتفق العلماء على أن النبي صلى الله عليه وسلم لم ينظم بيتاً من الشّعر قبل البعثة ولا بعدها، وأنه كان ممنوعاً من ذلك سداً لباب اشتباه القرآن الكريم بالشعر. وأما إنشاده والتمثل به موزوناً فعلى الرغم من أنه لا مانع منه عقلاً ولا شرعاً اختُلِفَ في وقوعه، فنفاه كثير من العلماء، وصرّحوا بأنه كان إذا تمثل ببيت لم يتمه، وإذا أتمه لم يُقِم وزنه فيجري على لسانه منكسراً. وانتشرت هذه الدعوى بين كثير من اللُّغويين والمفسرين والمؤرّخين، وضربوا لها أمثلة واستشهدوا لها بأخبار متعدّدة، حتى صارت عندهم أصلاً مقرراً، فإذا صادفتهم روايةٌ تدلُّ على إنشاد بيت من الشعر موزوناً بحثوا لها عن تأويلات، من غير إثبات لهذا الأصل المدعى ولا استشهادٍ على صحة تلك التأويلات. ونظراً إلى أنّ هذه الدعوى لم تُبنَ على دراسة استقرائية تستوعب الروايات الواردة فيها مع نقدها على طريقة المُحدّثين، فقد نشأ عنه إشكالات عديدة في التصور التاريخي لهذه الوقائع الحديثية. ولذا اهتمَّتْ هذه الدراسة باستقراء الروايات واستيعابها للوصول إلى تصور تاريخي دقيق لهذه المسألة، ثم حاولت بناءً على ذلك تقييم أقوال كثير من اللغويين والمفسرين والمؤرخين فيها ومقارنة تصوراتهم التاريخية لها بالتصور الذي انتهت إليه، واستخلصت بعد ذلك كله أبرز الإشكالات التي وقعت لهم نتيجةً لعدم استقرائهم الروايات الحديثية وعدم نقدهم لها نقداً حديثيّاً.Yayın Contemporary Turkish academic approach to Christianity(Brill, 2023) Avcı Sebetci, Betül; Avcı Sebetci, Betül; Avcı, Betül; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüThe new Turkish Encyclopedia of Islam (DİA) was launched in 1988 as a corrective to Leiden’s Encyclopaedia of Islam (EI). In their introductory “manifesto,” the editors of DİA accuse EI of being a product of “religious, nationalist and Western bigotry,” in addition to having a “colonialist and missionary viewpoint” (“Önsöz” in DİA). Although DİA primarily focuses on religious phenomena mostly related to Islam, Islamic studies and Muslim countries, it includes entries related to other religious traditions, such as Christianity, Judaism, Hinduism, Buddhism, etc. In this paper, I examine the representation of the Christian tradition in DİA regarding Christian sacred texts, history and theology and explore the ways in which it is depicted. As a method, I scanned through the whole list of DİA entries and selected forty-six of them primarily related to the Christian tradition. I applied content analysis to each of these entries. I furthered my research with a postcritical approach in order to search for the “subtext” and “context” of the texts in question. In the end, I argue that DİA seems to be quite successful in presenting a scholarly attitude towards Christianity. However, it acquires a rather European-Catholic-centered attitude with respect to Christian history and theology.Yayın Al-?j?’s arguments against the Mu?tazilite ethical realism(Mehmet BULĞEN, 2022) Makdod, MohammadAl-?j? presents the final stage of Ash?arism, and his arguments reflect the traditional and philosophical approaches in the school. This paper presents the main arguments that al-?j? deployed to refute the Mu?tazilites’ ethical realism. Its aim is to present the exact form of al-?j?’s arguments, explain them, discuss the objections, and then evaluate their strengths. The paper’s aim is to explain the Mu?tazilites’ arguments; nevertheless, it gives some clarifications when it is needed to understand al-?j?’s arguments in a better way. In the beginning, the paper draws a distinct line between the Ash?arites’ and the Mu?tazilite ethical understandings. It defines the focus of the controversy and prepares the groundwork for theological arguments. Al-?j?’s arguments are divided into three categories. In the first one, we present al-?j?’s general argument, which is a polemic argument whereby al-?j? tries to negate the freedom of human choice in order to cast doubt on the Mu?tazilite ethical foundations. We discuss its critique, and then reveal al-?j?’s real position on human power and freedom of choice. The second category contains three arguments against the intrinsic ethical value: two of the arguments were adopted by al-?j? and the third was attributed to other Ash?arites in a general way. The first two arguments deal with the intrinsic ethical values of lying and truth-telling, while the third one is based on the Ash?arite famous assertion: ‘an accident cannot subsist on another accident.’ The final category is dedicated to discussing al-?j?’s argument against the Mu?tazilite theory of ethical aspects. A sufficient account of the theory and its partisans is provided before discussing al?j?’s argument. Moreover, a brief introduction of Al-?j?’s and the Mu?tazilites’ conception of divine ethics is discussed in the folds of the argument. Some divine qualities, such as justice and wisdom, are defined from the Ash?arites’ and the Mu?tazilites’ perspectives. As a result, the paper gives a clear account of al-?j?’s arguments against the Mu?tazilites’ ethical realism; it presents and evaluates the objections and defines the strengths and the defects in the arguments. Finally, it proposes a better way to understand the Ash?arites’ ethical arguments in their right context.Yayın A secret marriage and denied rights: A critique from an Islamic law perspective(MDPI, 2023) Erkoç Baydar, Tuba; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüToday, secret marriages are a known problem among Muslims, but discussions and debates are avoided. People who are unwilling to take on the responsibilities of marriage yet do not want to commit adultery, one of the major sins in Islam, practice secret marriages. However, this leads to the deprivation of rights for parties and children born in these unions. Some claim that the legal justification for secret marriages is provided by the view that the presence of witnesses and the parties to be married is sufficient for a marriage contract. Therefore, this article aims to critically examine the views of the four Sunn? legal schools on testimony (shahada) or proclamation (i’lan) in relation to marriage, and how these conditions align with the requirement for protecting the rights of all parties involved in the marriage. Upon examination, this article also will delve into unregistered marriages and illustrate how both types of marriages do not adequately establish the rights of those involved. In order to accomplish this objective, the article will use a descriptive methodology that directly refers to primary texts and certain fatwa institutions, such as the Diyanet.Yayın Amerika(2022) Çolak, Yaşar; Aycan, İrfan; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüGünümüzde Amerika denildiğinde fırsatlar ülkesi akla gelmektedir; ancak bunun kim için ve ne için söylendiği ilmî olarak incelenmelidir. Müslüman azınlıkların tüm dünyada karşılaştığı sorunların yanında, Amerika Kıtasında yaşayan Müslümanların sorunlarını ele alma görevi hasıl olmuştur. Özellikle bu alandaki çalışmaların azlığı göz önüne alındığında, bu araştırmaların önemi daha da artmaktadır. Bu kitap söz konusu ihtiyaca binaen hazırlanmıştır ve Amerika Kıtasında yer alan ülkeler hakkında temel bilgileri barındırmaktadır...Yayın Elite configurations and clusters of power: the ulema, waqf, and Ottoman State: (1789-1839)(İbn Haldun Üniversitesi, 2022) Çolak, Yaşar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüOn Thursday afternoon, July 28, 1808 at around two o’clock, neither the abdicated Sultan Selim III nor his twenty-three year old nephew Mahmud II, had any idea about the developments that were taking place just outside their secluded residential quarters in Topkapı palace. While Selim was playing his ney rehearsingthe composition he had completed the night before, his wife was gazing out across the Bosphorus toward the verdant slopes of the Üsküdar district where her husband had recently built a fortified military compound and a majestic mosque. The maidservant was quietly working at the back of the large room. It was a beautiful, tranquil summer day in Istanbul...Yayın Biyoetik teriminin keşfi ve Fritz Jahr’ın hayatı(Selçuk Üniversitesi, 2021) Erkoç Baydar, Tuba; Erkoç Baydar, Tuba; Erkoç Baydar, Tuba; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüFritz Jahr ve yazılarının keşfi son otuz yıllık biyoetik tarihinin en ilgi çekici haberlerinden biridir. 1998'den beri yayınlanan birçok makale ya Fritz Jahr'ın 1927 tarihli makalesini ele alır ya da en azından onun adından söz eder. Zira Jahr’ın 1927 tarihinde kaleme aldığı “Biyo-Etik” isimli makalesi, sanılanın aksine biyoetik teriminin mucidinin Van Rensselaer Potter değil, Jahr olduğunu göstermiştir. Potter’den yaklaşık olarak kırk dört yıl önce biyoetik terimini kullanan Jahr, hem terimi icat etmesi hem de biyoetiğe evrensel bir şekilde yaklaşması nedeniyle önemli bir isimdir. Son yıllarda İngilizcede birçok çalışma yapılmasına rağmen, bu konu Türkçe literatürde henüz yeterli düzeyde ilgi görmemiştir. Bu nedenle makalemizde Fritz Jahr’ın hayatı ve biyoetik tarihi için oldukça önemli olan yazıları ele alınacaktır. Öncelikle biyoetik teriminin keşfedilme serüveni üzerinde durulacak daha sonra ise Fritz Jahr’ın hayatı ve eserlerine değinilecektir. Jahr’ın hayatını konu alan ilk Türkçe yazı olan makalemiz meseleyi deskriptif bir şekilde ele alsa da literatüre katkı sunmayı hedeflemektedir.Yayın Abbâsî İslâm tarihyazıcılığını edebî eleştiri odağında okumak: Tayeb el-Hibri örneği(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, 2022) Çolak, Yaşar; Çolak, Yaşar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüBu çalışma, Abbâsî İslâm tarihyazım geleneğini edebî tahlil perspektifinden ele alan Amerikalı araştırmacı Tayeb el-Hibri’nin akademik çabalarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. İlk bölümde Batı’da geliştirilen yazılı eserlerin doğasını ve temel formlarını ortaya çıkarmayı amaçlayan edebiyat eleştirisini İslâm tarihinin klasik kaynaklarına uygulamaya çalışan Batılı İslâm araştırmacılarının çalışmalarına kısaca temas edilmektedir. İkinci bölümde ise Hibri’nin çalışmaları hakkında kısaca bilgiler verilmekte, akabinde edebî tahlil yoluyla erken dönem Abbâsî hilafetine dair kaynaklardaki bilgilerin mahiyetine ilişkin ulaştığı sonuçlar değerlendirilmektedir. Hibri, Ortaçağ Müslüman tarihçilerin düşünce dünyasını yeniden inşa etme ve onların edebî başarılarına gereken değeri verme çabasında, hem filolojik hem de tarihsel eleştiri paradigmalarını aşan bir metodolojiye ihtiyaç duyulduğu kanaatindedir. Bu düşünce çizgisini takip ederek iki önemli başyapıtında İslâm tarihçiliğinde tarihsel gerçekliğin inşasında en temel araçlar olarak kullanılan haberi/rivayeti bir söylem olarak ele almakta, haberin/rivayetin kendisi kadar tutarlı bir anlatıya nasıl dönüştürüldüğüne ilişkin interaktif süreci irdelemeye çalışmaktadır. Ortaçağ İslâm tarihçilerini yaşadıkları dönemin toplumsal, tarihsel, ekonomik koşullarına bağlı olarak oluşturdukları tutarlı anlatılarla geçmişi yorumlamaya çalıştıklarını, bunu yaparken mecaz, kinaye, kelime oyunları ve ironi gibi bir dizi karmaşık üslup biçimlerini kullandıklarını ileri sürmektedir.Yayın The Schlomo Dov Goitein’s “political” symbiosis in the secrets of Simon Ben Yohai. A Qur’anic reappraisal for a Jewish apocalyptic source on the reflecting of an early Islamic background(2022) Çolak, Yaşar; Gulec, Serdar Cihan; Çolak, Yaşar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüThis paper examines the concept of symbiosis in Islamic history as developed by Schlomo Dov Goitein, the 20th century Jewish German scholar in the area of Jewish and Arabic studies and discusses its application to the identity sourcing of Prophet Muhammad in particular. The aim of the study is to review the historical outline briefly on the background and formation of “symbiosis” preceding and in the aftermath of Goitein’s conceptualization and context, following a qualitative research approach with an intertextual criticism to his references and discussing their possible philological aspects in his mindset. The study found that, while the Islamic historical sources presented the relations between Jews and Muslim in Madina period of Islam as negative, in Goitein’s works, the Jewish perception of early Islamic history is positively grounded on a mid-eight century Jewish messianic-apocalyptical text, namely, The Secrets of Rabbi Simon ben Yohai as traditionally understood in Judaism for describing Ishmaelites as the savior of Jews from Christian oppression. This finding seems to be in explicit contradistinction to the concept of innovative “creative symbiosis” with subversion of historical experience.Yayın 1960’tan günümüze Bermuda Müslümanlarının tarihi(Kopernik Kitap, 2021) Çolak, Yaşar; Çolak, Yaşar; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüBu kitap, Bermuda İslâm toplumunun entelektüel, politik ve dinî tarihiyle ilgilidir. Bermuda, Atlantik’in kuzeyinde farklı dinî grupların bir arada yaşadığı çoğulcu bir ada toplumudur. İslâm, adada yaşayan ve giderek büyüyen dinler arasında yer almaktadır. İslâm’ın Bermuda’ya girişi Amerikan ırkçılığına ve ayrımcılığına karşı Tanrı merkezli bir protesto hareketi olarak doğan İslâm Milleti’nin (Nation of Islam / NoI) davetçileri vasıtasıyla gerçekleşmiştir. 1930’ların başında Amerika’da proto-İslâmî bir hareket olarak başlayan İslâm Milleti, 1960’larda Malcolm X ve 1975’ten sonra da İmam Warith Deen Muhammed gibi liderlerin dönüştürücü çabalarıyla Ehl-i Sünnet çizgisine doğru evrilmiştir. Buna paralel olarak Bermuda Müslümanları da ana akım İslâmî çizgiye doğru bir dönüşüm yaşamıştır. Günümüzde Bermuda Müslümanları genel nüfusun yüzde birini oluşturmaktadır. Kitapta konu iki ana bölümde ele alınmaktadır. Birinci Bölümde Bermuda hakkında temel bilgilere yer verilmekte, siyahların uzun bir süre sürdürdükleri özgürlük mücadelesinin yer yer Müslüman tecrübesiyle kesişen yönlerine işaret edilmektedir. İkinci Bölümde yazılı ve sözlü kaynaklara dayanılarak Bermuda İslâm toplumunun 1960’lı yıllara kadar geriye giden oluşumu, zaman içindeki değişimi, bunun ortaya çıkardığı problemler ile önemli şahsiyetler üzerinde durulmaktadır...Yayın Bedenden cesede insan onuru: Fıkhi perspektiften bir analiz(İSAR Yayınları, 2021) Erkoç Baydar, Tuba; Erkoç Baydar, Tuba; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü[No abstract available]Yayın Teoriden pratiğe muhâlea: 19. yy İstanbul Bâb Mahkemesi ve Diyarbakır kadı sicilleri örneğinde(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2022) Erkoç Baydar, Tuba; Yavuz, Hande; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüOsmanlı Devleti’nin sosyo-ekonomik, kültürel ve siyasî yapısını göstermesi hasebiyle önemli kaynaklar olan kadı sicilleri aynı zamanda İslam hukuk teorisinin pratikte nasıl işlediğini de gözler önüne sermektedir. Vakıf, bağış, satın alma, kiralama, miras gibi mahkemeye intikal etmiş birçok hukukî işlemde araştırmacılara önemli bilgiler sunan siciller, evlenme ve boşanma gibi aile hukukunu doğrudan ilgilendiren konularda da kritik veriler sağlamaktadır. İslâm hukukunda muhâleanın mahkeme kaydı gerektirmemesine rağmen hak ihlallerinin önüne geçmek adına Osmanlı’da tescil ettirilmesi, kayıtlarda bu tür davaların sık rastlanmasına vesile olmuştur. Bu nedenle İslam hukuk teorisinin pratiğe nasıl yansıdığını ve 19. yüzyılda Osmanlı toplumunda kadınların sosyo-ekonomik konumlarını incelemek adına muhâlea kayıtları önemli bilgiler sunmaktadır. Muhâlea konusunda İstanbul ile Diyarbakır gibi iki farklı bölgenin tecrübesini ele alan bu makale, teori ve pratiği mukayeseli bir şekilde inceleyerek Osmanlı Devleti’nde uygulanan İslam aile hukukuna bütüncül bir şekilde bakmayı hedeflemektedir.Yayın Şiddete uğrama durumuna göre kadınların ev içi iş bölümüne yönelik yaklaşımları(Kadın ve Demokrasi Derneği, 2022) Baygeldi, Merve Reyhan; Arkan, Atilla; Arkan, Atilla; İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri BölümüDünya genelindeki şiddet düzeyi, kümülatif bir karaktere sahiptir. Şiddet, duygusal, ekonomik, fiziksel, cinsel ve siber güç kullanılarak bir insana veya topluluğa farklı boyutlarda zarar vermeyi kapsar. Dolayısıyla şiddet, sayısız faktörün ortaya çıkardığı ve kendi toplumsal bağlamından kodların taşıyıcılığını yapan karmaşık bir davranıştır. Şiddetin motifleri, ortaya çıkış yöntemleri ve büyüklüğü; kültürel ve sosyal bağlamdan beslenen şiddete yönelik tutumlarda ve meşruiyetine ilişkin bakış açılarından bağımsız değildir. Kadına yönelik şiddet, sadece mağdurlara değil ailelere ve sosyal çevrelerine de toplumsal bir yük getirmektedir. Bununla birlikte, kadına yönelik fiziksel, duygusal, ekonomik, cinsel veya siber şiddet gibi türlerin her birinin kendine özgü toplumsal bağlamı vardır. Çalışmamızın amacı, şiddet görme değişkenine göre kadınların ev içi iş bölümlerine yaklaşımlarında farklılaşma olup olmadığını belirlemektir. Çalışmamız, 2020 yılında Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından tamamlanan Türkiye Aile Araştırması kapsamındaki anket sorularından elde edilen birincil verilere dayanmaktadır. Bu araştırmaya katılan farklı bölgelerdeki 26 ilden 1512 kadın örneklem grubumuzu oluşturmaktadır. Elde edilen verilere frekans, yüzde ve t-testi analiz teknikleri uygulanmıştır. Çalışmanın bulgularına göre, hayatında en az bir defa dört şiddet türünden birine maruz kalan kişiler, kadınların çalışmasını, para kazanmasını ve erkeklerin ev temizliği ile ilgilenmesini diğer gruba göre daha uygun bulmaktadır. Hiçbir zaman şiddete maruz kalmadığını belirten kadınlar ise ev içi iş bölümünde daha geleneksel bir çerçevede değerlendirilebilir.