Arabuluculuğun Geleceği Sempozyumu Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 21
  • Yayın
    Arabuluculuğun Geleceği Sempozyumu: Bildiri tam metin kitabı 14 Kasım 2020
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2020) Yeşilırmak, Ali; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Yakacak, Gülnihal Ahter; Kafalı, Ömer Faruk; Yeşilırmak, Ali; Bozkurt Gümrükçüoğlu, Yeliz; Kafalı, Ömer Faruk; Yakacak, Gülnihal Ahter; Hukuk Fakültesi, Hukuk Bölümü
    Arabuluculuk hukukuna ilişkin güncel gelişmelerin değerlendirilmesi amacıyla Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Başkanlığı, İbn Haldun Üniversitesi Uyuşmazlık Çözümü Uygulama ve Araştırma Merkezi ile İbn Haldun Üniversitesi Hukuk Fakültesi iş birliğiyle düzenlenen “Arabuluculuğun Geleceği” Sempozyumu, İbn Haldun Üniversitesi ev sahipliğinde 14 Kasım 2020 tarihinde online olarak gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk alanındaki tüm güncel gelişmelerin farklı hukuk alanları kapsamında incelenerek etki ve sonuçlarının değerlendirildiği altı oturumda gerçekleştirilen bu Sempozyum’da, bir yandan mevcut hukuki düzenlemelere, diğer yandan olması gereken hukuk açısından görüş ve önerilere yer verilen toplam 28 tebliğ sunulmuş olup, özet bildiri kitabında çift kör hakem denetiminden geçen tebliğ özetleri esas alınmıştır.
  • Yayın
    Arabuluculuk sistemi ve kanunu üzerine düşünceler ve tahliller
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) İyilikli, Ahmet Cahit
    Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, uyuşmazlıkların çözülerek toplumsal barış ve istikrarın sağlanması zaviyesinden yardımcı ve ikmal edici bir fonksiyonu haiz olup, yargılama yetkisine yardımcı ve seçimlik bir düzenlemedir. Nitekim arabuluculuk faaliyeti bir yargılama işi değil, temelinde, gönüllülük, eşitlik ve gizlilik ilkelerini de barındıran, tarafların sulh ve tasarrufuna tabi uyuşmazlıklarda haklılık vaziyeti tespit edilmeden, menfaat dengelenmesi üzerine kurgulanmış bir hukuki çözüm yoludur. Alternatif çözüm yolu olmasından dolayı, gönüllü katılım, bağlayıcı olmayan tavsiyelerde bulunma ve tatmin olmama halinde taraflara yargıya başvurma hakkında muhtariyet hakkı tanımaktadır. Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti kapsamında uyuşmazlık hak-kında karar vermek sureti ile çözüm üretmeyi değil, ikna ve telkin marifeti ile tarafların yeniden müzakerelere girişmesini ve bir anlaşma sağlanmasına imkân veren bir ortam oluşturmayı hedefler. Haklıyı ya da haksızı bulmak değil, tarafların her ikisinin de menfaatlerini iki ayrı kefede dengelemek, her ikisinin de memnuniyetini öngören bir anlaşma zemini oluşturup, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasına katkı sağlar. Toplumda kişiler arasındaki uyuşmazlıkların nihayete erdirilip, hukuki barışın tesisinin yegâne aracı yargılama yetkisini haiz devlet mahkemeleri değil, geleceği ve menfaatlerin dengelenmesini hedef alan arabuluculuk marifetiyle de çözüme kavuşturulması mümkündür. Nitekim yargılamanın da nihai amacı kesin hüküm elde etmek değil, uyuşmazlığın bütün bir gelecek için söndürülmesidir. Zira uyuşmazlığın biteviye tevali etmesinde toplumun, tarafların ve kamunun hiçbir menfaati olmayacaktır.
  • Yayın
    İnşaat uyuşmazlıklarında arabuluculuk kullanılmasının önemi
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Arıcı Üstüner, Yaprak
    İnşaat sektörü, ülke ekonomileri açısından lokomotif olarak nitelendirilen bir sektördür. İnşaat sektörünü diğer sektörlerden ayıran bazı karakteristik özellikleri vardır. İnşaat sektöründeki projeler tek defaya özgü yapıda, bulunduğu yerin iklimsel koşullarından ve dönemin sosyo-ekonomik özelliklerinden etkilenen, çok farklı disiplinin bir arada bulunduğu ve bu esna-da kendi menfaatlerini olabildiğine korumaya çalıştıkları yapılanmalardır. Bu sayılan özelliklerle beraber inşaat proje süreçlerinde uyuşmazlıkların yaşanması olağan bir duruma gelmektedir...
  • Yayın
    Arabuluculuk süreçlerinde toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, güç dengesizlikleri ve farklılıkların yönetilmesi
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Yumrutaş, Dilek
    Hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde, kişilerarası iletişimin kurulmasıyla uygun müzakere koşullarının sağlanarak, kişiler arasında yaşanan sorunun barışçıl yöntemlerle çözümüne olanak sağlayan arabuluculuk, bireyin insan olarak hukuksal eşitliğinin sağlanması, cinsiyete dayalı ayrımcılığın önlenmesi ile güçsüz, dezavantajlı konumdaki bireylerin, toplum-sal farklılıklar üzerinden şekillenen güç dengesizliklerini gidermeye yönelik toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısı ile toplumsal cinsiyet ihtiyaçlarının doğru bir şekilde analiz edilebilmesini esas almaktadır. Çalışmamızda, ara-buluculuk süreçlerinde, bireyin insan olarak hukuksal eşitliğinin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, cinsiyete dayalı ayrımcılığın önlenmesi ile güçsüz, dezavantajlı konumdaki bireylerin, toplumsal farklılıklar üzerinden şekillenen güç dengesizliklerini gidermeye yönelik toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısı ile toplumsal cinsiyet ihtiyaçlarının analiz edilebilmesinin, uyuşmazlıkların çözümü bakımından taşıdığı önem, farklı bakış açılarıyla vurgulanmaktadır. Araştırmalarda, farklı cinsiyete sahip bireylerin farklı ihtiyaçlar ile farklı bakış açılarına sahip oldukları, uyuşmazlık çözüm süreçlerine gelirken birbirleriyle aynı norm ve değerlerle gelmedikleri tespit edilmiştir. Arabuluculuk temel ilke ve esasları ile etik kuralları çerçevesinde, arabuluculuk sürecinde eşitlik, tarafsızlık, bağımsızlık, iradilik, gizlilik, güvenin sağlanması ve tarafların sürece katılım konusundaki toplumsal cinsi-yet eşitsizlikleri, dezavantajlar ve güç dengesizliği nedeniyle olası engellerin giderilmesi için, farkındalığın artırılması ile toplumsal cinsiyet dengeli ara-buluculuğun uygulanması önerilmektedir.
  • Yayın
    Özellikle ticari uyuşmazlıklar ekseninde arabulucunun çözüm sürecindeki rolünde değişiklik ihtiyacı üzerine düşünceler ve karma model önerisi
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Büyükkılıç, Gül
    Hukuki uyuşmazlıkların yargı yolu dışında çözümlenmesi fikri, aksi yöndeki baskın toplumsal inanç sebebiyle uzun süre tartışma konusu ol-muş, süreç içerisinde yargı yükünün hafiflemesi, uyuşmazlıkların daha kısa sürede ve daha az masrafla giderilmesi gibi olumlu etkileri sayesinde benimsenmiş ve yaygınlaşmaya başlamıştır. Arabuluculuğun uyuşmazlıkların çözümünde sıklıkla başvurulur bir yol haline gelmesi ve bu çerçevede arabuluculuğa tabi uyuşmazlıkların kapsamının genişlemesi, kuruma iliş-kin mevcut kuralların, uygulamada ortaya çıkan yeni sorunlar çerçevesin-de gözden geçirilmesi gerekliliğini doğurmuştur. İşte bunlardan belki de en önemlisi, arabulucunun süreç içerisindeki yetki alanını, uyuşmazlık çözüm sürecini kolaylaştırmakla sınırlandıran kuraldır. Nitekim arabulucunun kendisine tanınan bu sınırlı yetkiyle gelişen ve değişen piyasa şartlarının ortaya çıkardığı karmaşık yapıya sahip hukuki uyuşmazlıkları çözümleyebilmesi oldukça zordur. Bu nitelikteki uyuşmazlıkların mümkün olan en kısa sürede, tarafların menfaatlerine en uygun şekilde sonuçlanabilmesi ve böylece geniş ölçekte arabuluculuk kurumunun kabul edilmesinde gözetilen amacın da gerçekleştirilebilmesi, arabulucuya süreç içerisinde daha aktif bir rol verilmesini gerekli kılmaktadır.
  • Yayın
    Türk ve mukayeseli hukuk düzenlemelerinde arabulucu olabilme şartları ve arabulucular sicile kayıt
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Yıldırım, Ferhat
    6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK)’nun “Tanımlar” başlığını taşıyan ikici maddesinin ilk fıkrasının (a) bendinde arabulucu tanımlanmaktadır. İlgili hükme göre arabulucu, “Arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiyi” ifade etmektedir. Yine bu düzenleme ile ilintili olarak HUAK md 20 arabulucular siciline kayıt koşullarını tahdidi olarak saymış ve bu şartları sağlayan kişinin arabulucu olarak sicile kaydedileceğini ve arabuluculuk mesleğini ancak bu sicile kayıt işleminden sonra icra edebileceğini hüküm altına almıştır. Arabuluculuk mesleğinin fiili olarak yerine getirilebilmesi açısından gerekli olan en temel koşulun arabulucular sicile kaydolmak olduğu, keza sicile kayıt olabilmek ve dolayısıyla da arabuluculuk mesleğini yapabilmek için sicile kayıt şartlarını küllen taşımak gerektiği görülmektedir. Çalışmada arabulucular siciline kayıt için gerekli olan şartlar, sicil kaydının tutulmasındaki usul ve esaslar, sicil kaydının düzeltilmesine iliş-kin getirilen düzenlemeler gerek HUAK gerek mukayeseli hukukta özellikle Alman, Avusturya uygulamaları merkezinde ele alınarak karşılaştırılmaktadır. Düzenlemeler arasında arabulucu olabilme, sicile kayıt ve sicillerin tutulması sistemleri bakımından benzerlikler belirtilmekle birlikte, bilhassa Avusturya Hukuk Uyuşmazlıkları Arabuluculuk Federal Kanunu [Zivilreschts-Mediations-Gesetz (ZivMediatG)] özelinde getirilen arabulucu olma şartları ve bu şartlardan farklılık arz edenlerin HUAK kap-samında uygun olup olmayacağı meselesi üzerinde durulmaktadır. Yapılan karşılaştırma neticesinde, mukayese edilen ülkelerin uyguladıkları sistemler birlikte yorumlanarak mevcut düzenlemelere farklı bir bakış açısı, eleştiri ve görüş getirilmeye çalışılmıştır.
  • Yayın
    İdarenin taraf olduğu arabuluculuk süreçlerine dair özel kurallar ve uygulama sorunlarının değerlendirilmesi
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Çiftçi, Pınar
    Hukuk uygulamamızda gün geçtikçe arabuluculuk ve özellikle zorunlu arabuluculuk uygulamasının genişlemesi, çok sayıda uyuşmazlıkta idareyi de arabuluculuk sürecine dahil etmektedir. Bu süreçte mevzuat tarafından idarenin tabî olacağı birtakım özel düzenlemeler kabul edilmiştir. Çalışmamızın birinci kısmı bu özel kuralları ele almaktadır. Özel mevzu-at düzenlemelerinin yanı sıra, kamu kurumlarının, bazı kamusal gelenekleri arabuluculuk sürecinde de sürdürmesi uygulamada birtakım sorunlara sebebiyet vermektedir. Çalışmamızın ikinci kısmında bu sorunlara, çözüm önerileri ile birlikte bir pencere açma amacını taşımaktadır.
  • Yayın
    İcra takiplerinde zorunlu arabuluculuk uygulaması
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Simil, Cemil
    Alacaklı dava açmak yerine, cebrî icraya başvuru seçeneğini her zaman tercih edebilir. Arabuluculuğa başvurunun zorunlu olması sadece bir dava şartı olarak kabul edilmiştir (İşMK m. 3; HUAK m. 18/A; TTK m. 5/A; TKHK m. 73/A). Bu nedenle, icra takibi başlatılmadan önce arabulucu-ya başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır. İcra takipleri zorunlu arabuluculuk kapsamı dışında bırakılmasına rağmen, icra takibinin ilerlemesi ve neticelendirilmesi amacıyla açılan davalar ile icra takibiyle sıkı sıkıya bağlı davalarda zorunlu (dava şartı) arabuluculuğun uygulanıp uygulanmayacağı gerek doktrinde gerekse uygulamamızda tartışmalıdır...
  • Yayın
    Birden fazla talebin yer aldığı dava çeşitlerinde arabuluculuk dava şartının incelenmesi
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Bulut, Uğur
    Arabuluculuk iradî bir süreç olmasına rağmen (HUAK m. 3), belirli uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması mecburî kabul edilmiş ve bu durum kanunen dava şartı arabuluculuk olarak düzenlenmiştir. Arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu hâllerde davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır¹. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usûlden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usûlden reddine karar veri-lir. Hatta, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde, böyle bir ihtara dahi gerek olmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usûlden reddine karar verilir...
  • Yayın
    Tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuğun kapsamının belirlenmesindeki güçlüklerin ortaya çıkarttığı bazı meseleler
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Erişir, Evrim
    Önceki TKHK döneminde tüketici uyuşmazlıkları üzerinde tarafların serbestçe edebilmesine tereddütle yaklaşılıyordu1. 2014 yılında yürürlüğe giren TKHK m. 68/5’te tüketici hakem heyetine başvuru zorunluluğunun, tüketicilerin ilgili mevzuatına göre alternatif uyuşmazlık çözüm mercilerine başvurmasına engel olmadığı hükme bağlandı. Her ne kadar hüküm yalnız tüketici hakem heyetlerinin faaliyet alanına giren uyuşmazlıklara iliş-kin olsa ve “alternatif uyuşmazlık mercileri” ile kastedilen açık değilse de tüketici uyuşmazlıklarının taşınmazın aynına ilişkin olanları dışında kamu düzeni mülahazası ile alternatif uyuşmazlık çözümüne kapalı olduğunu savunmak güçleşti...
  • Yayın
    Benimle boşanır mısın?!: Boşanmanın hukuki sonuçları bakımından arabuluculuğun uygulanabilirliği
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Acar Ünal, Özlem
    Arabuluculuk kurumuna ilişkin ülkemizdeki temel düzenleme, 07.06.2012 tarihinde kabul edilen 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’dur. HUAK md. 1/f.2 gereğince Kanun’un uygulama alanına, özel hukuk uyuşmazlıkları girdiğinden aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıkların da arabuluculuk kurumu vasıtasıyla çözümlene-bilmesi mümkündür. Ancak kanun koyucu her özel hukuk uyuşmazlığında arabulucuya başvurmayı kabul etmemiş ve yalnızca tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklar bakımından arabuluculuğa gidilebileceğini belirterek bir sınırlamaya gitmiştir. Bu kapsamda çalışmamız-da boşanma davalarına ilişkin hangi anlaşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözümlenebilmesinin mümkün olduğuna ilişkin tespit ve değerlendirmelerde bulunulmaya çalışılacaktır.
  • Yayın
    Arabuluculuk sözleşmesinde genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin uygulanması
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Sert Sütçü, Selin
    6235 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, uyuşmazlık içerisinde olan tarafların söz konusu uyuşmazlığı arabulucu aracı-lığıyla kanunda düzenlenen hususlarda zorunlu, kanunda arabuluculuğa başvurunun zorunlu olarak düzenlenmediği hususlarda ise ihtiyari olarak çözümlemesine imkân tanımıştır. Tarafların uyuşmazlığı arabulucu ile çöz-meye karar vermesi halinde ise arabulucunun uyuşmazlığın çözümüne iliş-kin bir arabuluculuk sözleşmesi hazırlaması, taraflar arasındaki bilgilerin kaybolmaması ve belirli bir tutanak altına tutulması bakımından önemli-dir. Arabulucu tarafından hazırlanacak olan bu sözleşmede tarafların kim-lik bilgileri, uyuşmazlık konusu, tarafların uyuşmazlık konusu ile ilgili iddia ve düşünceleri, bu iddia ve düşüncelerin ispatlanmasını sağlayacak deliller, uyuşmazlık konusuna ilişkin çözüm önerileri ile arabuluculuk faaliyeti sonucunda varılan sonuç ve bu sonuca taraflarca iyi niyet ve dürüstlük kuralları gereğince riayet edileceği hususunun belirtilmesi gibi konulardır. Ara-buluculuk faaliyeti ile bir şeyin yapılması edimi üstlenilmiş ise bu edimin ifa edilmesi de gerekmektedir...
  • Yayın
    Uluslararası yatırım uyuşmazlıklarının çözümünde arabuluculuk
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Zorlu, Süleyman Yasir
    Yabancı yatırımcı ile devlet arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümü konusunda en çok başvurulan yöntem olan “tahkim”, son yıllar-da çeşitli nedenlerden dolayı eleştirilerin hedefi olmuştur. Bu eleştiriler neticesinde tarafların, yatırım uyuşmazlıklarının çözüm yöntemlerini çeşitlendirmek ve tahkimin yerine geçebilecek veya birlikte kullanıla-bilecek yöntemler üzerindeki çalışmaları hızlanmıştır. Bu bağlamda alternatif uyuşmazlık yöntemi olarak uluslararası ticari uyuşmazlıklar-da sıkça başvurulan “arabuluculuk”, uluslararası yatırım hukukunda da gündeme gelmiştir...
  • Yayın
    Arabuluculuk merkezleri bakımından şirketleşme, vergi ve fatura düzeni
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Ünal, Salih
    Hukuk sistemimize arabuluculuk 2012 yılında dahil olmuştur; ancak iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğun dava şartı olduğuna ilişkin hükümlerin 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe girmesi ile ve ardından da arabuluculuğun dava şartı olduğu uyuşmazlıkların kapsamına 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren ticari uyuşmazlıklar ve 28 Temmuz 2020 tarihinden itibaren tüketici uyuşmazlıklarının alınması ile yaygın bir uygulamaya kavuşmuştur. Gerçekten, 2 Ocak 2018 ila 19 Aralık 2019 döneminde dava şartı arabuluculuk kapsamında iş uyuşmazlıklarında 739.255; ticari uyuşmazlıklarda 146.413 arabulucu görevlendirmesi yapılan dosya olduğu tespit edilmiş-tir. 2013 yılından 19 Aralık 2019 tarihine kadar ihtiyari arabuluculuk kapsamında 239.927 arabulucu görevlendirmesi yapılan dosya olmuştur...
  • Yayın
    Ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuğun uygulamasına ilişkin güncel sorunlar ve tespitler
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Sulu, Muhammed
    Ticaret hayatının gerektirdiği hızlılık, kolaylık ve güvenlik gerekçelerinden dolayı ticari uyuşmazlıklar kendilerine özgü usuller ile uzman mahkemeler vasıtası ile çözüme kavuşturulurlar. Asliye ticaret mahkemelerinde görülen ticari uyuşmazlıkların yanında, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği meselelerde alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmalarının her geçen gün daha da önem kazandığı görülmektedir. Uzun yıllardır ticari uyuşmazlıkların çözümünde kişilerce tercih edilen tahkim uygulamasının yanında 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı kanunla Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesine gelen değişiklikle ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline gelmiştir. Ticari uyuşmazlıklardan hangilerinin zorunlu arabuluculuğa tâbi olduğunu tespit edebilmek için öncelikle ticari davaların neler olduğunun belirlenmesi gerekir. Bu itibarla, sempozyum tebliğinde öncelikle ticari davalar, akabinde ise arabuluculuğa elverişli olan ticari davalar, örnekler ile birlikte açıklanacaktır. Bu açıklamalar, bellibaşlı ticari dava türlerinin arabuluculuğa elverişlilik bağlamında incelenmesi ile yapılacaktır...
  • Yayın
    Deniz ticaret hukuku perspektifinden arabuluculuk
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Kara, Hacı
    Dünya genelinde uyuşmazlık çözümü için en fazla mahkemeler tercih edilmektedir. Mahkemelerde yapılan yargılamalarda, hâkimler uyuşmazlığın tarafları hakkında hukuka, evrensel hukuk kurallarına ve hukuk felsefe-sine göre bir karar vermektedirler. Ancak dünya genelinde mahkemelerde açılan davalar çoğunlukla kaynak ve başka kısıtlamalar nedeniyle gecikmekte ve mahkemeler çok sayıda dava ile dolup, taşmaktadır. Dünyanın birçok bölgesinde resmi mahkeme sürecine erişemeyen kişiler için, kaynağını toplumsal kurallarda bulan, karşılıklı ve ortak bir çözüm yöntemi uygulanmaktadır. Özellikle, aile ve toplum ile ilgili sorunların, bu şekilde çözümü gerek dini inançlardan gerekse toplumsal ve kültürel değerlerden kaynaklanmaktadır. Bu tür ihtilafların çözümünde genellikle, yaşlılar ve toplumun saygı duyulan bireyleri görevlendirilmektedirler. Bu kişiler görevlerini, taraflar arasında uzlaştırıcı diyalog sağlamak suretiyle yerine getirmişlerdir. Bu şekilde tarihi bir geçmişi bulunuyor olması saye-sinde, konunun uzmanları, arabuluculuğun gelişimi için de, yerel kültürler içinde benimsenmiş olan, çözüm yöntemlerine yeniden odaklanmış ve bu kuralları güncelleştirmişlerdir...
  • Yayın
    Türkiye ve İngiltere’deki iş hukuku Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları’nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md 6(1) bağlamında değerlendirilmesi
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Nalbant, Mustafa
    Frank Sander’ in 1976 yılında Amerika’daki Pound Konferansı’nda yaptığı konuşma AUÇY nin başlangıcı kabul edilmektedir. 1990’lara gelindiğinde ise AUÇY hukukun birçok alanında kullanılmaya başlanmıştır ve iş davaları da yaygın kullanım alanlarından biri olmuştur. İngiltere ise bu dönemde bu trendin daima bir parçası olmuştur. Bu bağlamda 2002 yılında is davalarını mahkeme dışında çözüme kavuşturmak için zorunlu bir AUÇY mekanizması benimsemiş fakat bu mekanizma istenilen faydayı vermemiştir. 2010’lu yıllara gelindiğinde İngiltere artık gönüllü bir arabuluculuk sistemi benimsemektedir ve birçok kez yargısal olan ve yargısal olmayan AUÇY yollarını tarafların istifadesine sunmaktadır. Türkiye ise 2012 yılın-da Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bireysel iş hukukunda AUÇY dünyasına adim atmış ve is hukuku özelinde elde edilen pozitif sonuçlar neticesinde zorunlu arabuluculuğa (mediation) geçiş yapmıştır...
  • Yayın
    İş uyuşmazlıklarında arabuluculuk uygulamasının sosyal güvenlik işlemlerine etkisi ve yaşanan sorunlar
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Bulut, Mehmet
    7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile 2018 tarihinde yürürlüğe girmek üzere 4857 sayılı İş Kanunu gereğince bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi ve işveren alacak ve tazminatı ile işe iade taleplerinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak getirilmiştir. Arabuluculuğun en önemli araçlarından birisi ise anlaşma belgeleridir. Nitekim işçi ve işveren arasında yaşanan uyuşmazlıklar sonucun-da yürütülen arabuluculuk faaliyeti neticesinde düzenlenen anlaşma belgeleri önemli sonuçlar doğurmaktadır. Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılmaktadır...
  • Yayın
    İş uyuşmazlıklarında arabuluculuk anlaşma tutanaklarının irade fesadı bağlamında değerlendirilmesi
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Kayırgan, Hasan
    7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca İş Kanunu’na, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Bu kapsamda arabuluculuk zorunlu bir aşama olarak öngörüldüğünden dava açmadan önce taraflar dava edilecek uyuşmazlığı öncelikle tartışma imkânı bulmaktadır. Alternatif bir çözüm yolu olan arabuluculuk faaliyetinin anlaşma ile sonuçlanması halinde de taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır. Ancak arabuluculuk uygulamasının iş hukuku uyuşmazlıklarında da etkin bir çözüm olup olmadığı da değerlendirilmesi gereken bir konudur. Uygulamada hak ve alacakların tam ve noksansız yapılması gereğinin iş-veren tarafında zorluklar yarattığı bilinmektedir. İbranameye ilişkin hükümler ile işçilik alacaklarına büyük ölçüde ulaşılması amaçlanmıştır. Durum böyle olmakla birlikte arabuluculuk anlaşma tutanakları ile ibraname hükümlerinin işlevini yitirmesi ihtimal dahilindedir. İşçiler arabuluculuk aşamalarında yaptıkları anlaşmalar ile uzun yargılama safhalarından kurtulmakta ve alacaklarına hızlı bir şekilde kavuşmaktadır. Ancak diğer taraftan bu yöntemin uygulanması ile işçilik haklarının özüne zarar verilmesine de fırsat tanınmamalıdır. Nitekim sırf mevcut borçlarını ödeyebilmek maksadıyla arabuluculuk aşamasında işçilerin alacaklarının büyük bir kısmından vazgeçtikleri görülmektedir. Hatta işçiler talep edebileceği alacak miktarını tam olarak bilmediğinden sözü geçen aşamada yapılan anlaşmalarla birtakım mağduriyetler de yaşa-maktadır. İşte arabuluculuk faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesinden bahsedebilmek için bu tür hak kayıplarının da önüne geçmek gerekir. Bunun için de irade fesadı hükümlerinin ele alınması şarttır.
  • Yayın
    Arabuluculukta uzmanlık özellikle iş hukukunda uzmanlık üzerine düşünceler
    (İbn Haldun Üniversitesi Yayınları, 2021) Ünal Adınır, Canan
    Özel hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk ile 2012 yılında 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun1 (HUAK) yürürlüğe girmesiyle birlikte tanışmamıza rağmen arabuluculuğun ülkemizdeki miladı, 1 Ocak 2018 olarak düşünülebilir. Zira, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun2 (İMK) iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğu dava şartı haline getiren hükümleri bu tarihte yürürlüğe girmiş ve iş uyuşmazlıklarının büyük bölümünde mahkemeye başvuru öncesinde arabulucuya müracaat zorunluluğu gelmiştir. Bunun sonucunda da, Türk hukukçu, “yeni mesleği” arabuluculuğu iş uyuşmazlıkları ile öğrenmiştir...